Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Gazze Şeridi‘nde yaşanan kriz ve bu durumun örgütün faaliyetleri üzerindeki etkileri üzerine önemli bir karar aldı. Paris’te gerçekleşen UNESCO’nun 220. Yürütme Kurulu toplantısında Gazze’nin mevcut durumuna dair bir değerlendirme yapıldı.
Kurulda kabul edilen kararda, İsrail’in bir yıldır süren saldırıları öncesinde Gazze’de 650 bin öğrenci, 22 bin öğretmen ve 815 eğitim kurumu olduğu belirtildi. Ancak, devam eden şiddet ve çatışmalar nedeniyle eğitimin büyük ölçüde kesintiye uğradığı ve tüm eğitim kurumlarının kapandığı kaydedildi.
Bu durumun UNESCO’nun Gazze için hazırladığı Eylem Planı’nın tam olarak uygulanmasını ciddi şekilde zorlaştırdığı vurgulandı.
Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, Gazze’de yaşanan yıkıcı etkileri gözler önüne serdi. Aybet, İsrail’in saldırılarının insani kriz boyutuna ulaştığını belirterek, “Süregelen insani felaketi tanımlamak için yeterli kelime yok. Masum sivillere karşı açlık ve kıtlığın silah olarak kullanılması ve hastanelerin kasıtlı olarak hedef alınması insanlığın vicdanını derinden yaralıyor.” dedi.
Aybet ayrıca, bu durumun sadece bir insani kriz değil, uluslararası güvenlik için de ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı.
Aybet, UNESCO’nun bu konuda uzlaşmaya varmasının önemli olduğunu ifade ederek, İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerine karşı cezalandırıcı önlemler alınmasının da zorunlu olduğunu belirtti. “Gazze’de kalıcı bir ateşkes sağlanmadıkça, UNESCO’nun Eylem Planı etkin bir şekilde uygulanamaz” şeklinde konuşan Aybet, barışın tesis edilmesi adına acil adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.
Aybet, Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasına yönelik tüm engellerin kaldırılmasının elzem olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin UNESCO’nun Gazze özel fonuna katkıda bulunan ilk ülke olmaktan onur duyduğunu dile getirdi. Ayrıca diğer üye devletleri de Gazze için yapılan çalışmaları desteklemeye davet etti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, UNESCO’nun Gazze Şeridi’ne yönelik aldığı bu karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bakanlık, bu kararın Filistin’deki kültürel ve eğitim kurumlarına ilişkin önemli bir adım olduğunu belirterek, Filistin halkının haklarını koruma konusunda uluslararası camianın sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.