Liyakat ve Vatan Sevgisinin Önemi
Liyakat, bir kişinin işini en iyi şekilde yapabilmesi için gereken bilgi, beceri ve yetkinlik anlamına gelir. Ancak, bu liyakat vatan sevgisi ve sadakatle birleşmediğinde, tehlikeli bir hal alabilir. 15 Temmuz gecesi, bu gerçeği kanlı bir şekilde tecrübe ettik. O gece, vatan haini pilotlar en gelişmiş savaş uçaklarını kullanacak liyakate sahiptiler, fakat kalplerinde vatan sevgisi yoktu. Milletin vergileriyle eğitilmiş ve modern teknolojilerle donatılmış bu hainler, sadakatlerini kaybederek milletimizin üzerine bomba yağdırdılar.
Liyakat ve Sadakat Arasındaki Kopukluk
F-16 savaş uçaklarıyla kendi vatandaşlarına saldıran bu hainler, liyakatlerini yanlış amaçlar için kullanarak vatanımıza büyük zararlar verdiler. Şehitler Köprüsü’nde, TBMM’de ve Kızılay’da düzenlenen haince saldırılar, halkımızın çıplak elleriyle tankların önüne atılarak milletin iradesine sahip çıkmasına neden oldu. Bu olay, liyakatın sadakatle birleşmediğinde bir anlam ifade etmeyeceğini ve milletin düşmanlarının elinde bir silaha dönüşebileceğini gösterdi.
15 Temmuz’un Acı Dersi: Liyakat ve Sadakat Birlikteliği
15 Temmuz gecesi, sadece liyakat sahibi olmanın yetmediğini, bu liyakatin vatan sevgisiyle birleşmesi gerektiğini acı bir şekilde öğrendik. Sadakatsiz liyakat, milletimize felaketten başka bir şey getirmez. Sadakat olmadan, hiçbir yetenek bu ülkeye hizmet edemez; aksine, bu yetenek ihanetin aracı olur. Vatan sevgisiyle güçlenmeyen her liyakat, milletimizin başına gelebilecek en büyük tehlikedir. Bu yüzden, sadakat ve liyakat ancak birlikte anlam kazanır ve bu ülkeye gerçek hizmeti getirir.
Göktürk Kadıoğlu