Kazak Kadınlarının Tarihteki Yeri: “Süzge Hanım ve Bozok Güzeli” Eseri Türkçeye Çevrildi

Kazak Kadınlarının Tarihteki Yeri: “Süzge Hanım ve Bozok Güzeli” Eseri Türkçeye Çevrildi
REKLAM ALANI
Yayınlama: 18.11.2024
A+
A-

Türkiye’nin Astana Büyükelçiliği Konutu’nda, Kazak yazar Şerbanu Beysenova’nın “Süzge Hanım ve Bozok Güzeli” adlı eserinin Türkçeye çevrilen versiyonunun tanıtımı yapıldı. Bu önemli etkinlik, Türkiye’nin Astana Büyükelçiliği ve Astana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin işbirliğiyle düzenlendi. Tanıtıma; Büyükelçi Mustafa Kapucu ve eşi Ahu Kapucu, Kazak senatörler, yazarlar, akademisyenler ve birçok davetli katıldı.

Büyükelçi Kapucu etkinlikte yaptığı konuşmada, Türk ve Kazak edebiyat dünyasına katkı sağlamak amacıyla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “Türk Dünyası’nın birliği ve ortak faaliyetlerimizin ileri bir seviyeye ulaşabilmesi, ancak ortak yayınlarla ve dil birliğimizi tesis ederek mümkün olacaktır.” diyerek, bu tür kültürel etkinliklerin önemine vurgu yaptı.

Kadın Kahramanlar ve Tarihin İzleri

Yazar Şerbanu Beysenova’nın eserleri, Kazak toplumunun kadim değerlerini ve geleneklerini güçlü kadın figürleri üzerinden aktarıyor. Bu eserler, tarihin izlerini canlı tutan öyküler yaratıyor. Büyükelçi Kapucu, Beysenova’nın eserlerinde, tarihte yaşamış kahraman Türk kadınlarının sıkça yer aldığını belirterek, “Eserlerinde, Türk dünyasında önemli izler bırakan kadın kahramanları görmek mümkündür.” dedi.

Süzge Hanım’ın Mücadeleci Ruhunu Keşfedin

“Süzge Hanım ve Bozok Güzeli” adlı eserin ilk hikayesi, 16. yüzyılda Altın Ordu Devleti’nin dağılmasının ardından kurulan Sibir Hanlığı’nın yönetici eşi olan Kazak kızı Süzge’nin hayatını konu alıyor. Küçüm Han’ın eşi olan Süzge, han sarayının katı kurallarına karşı durarak Ertis Nehri kıyısında Süzge Tura adlı bir kale inşa ettirmiş ve burada ömrünü geçirmiştir. Rus Çarı İvan’ın Sibirya topraklarını işgal etme planlarında, Küçüm Han’ın yenilmesiyle birlikte Süzge, Rus kuvvetlerinin eline düşer ve Rus Çarına eş olarak gönderilmek yerine, onurlu bir şekilde ölümü tercih eder.

Bozok Güzeli’nin Aşk Hikayesi

Eserin ikinci hikayesi “Bozok Güzeli” ise, Kazakistan’daki arkeolojik kazılardan esinlenerek yazılmıştır. Oğuz kızı Banu Çiçek ile Kıpçak delikanlısı Kan Töre arasındaki aşkı anlatan bu öykü, yazarın ustaca işlediği bir anlatımla, derin bir aşk hikayesini okuyuculara sunuyor.

Edebiyat Köprüsü: Türk Dünyasında Kültürel Bağları Pekiştiriyor

Büyükelçi Kapucu, “Süzge Hanım ve Bozok Güzeli”nin sadece edebi bir eser olmanın ötesinde, Türk Dünyasında kültürel bağları pekiştiren önemli bir köprü olduğunu söyledi. Kitap, Türk halklarının tarihsel ve kültürel bağlarını derinleştiren, aynı zamanda kadın kahramanları ön plana çıkaran güçlü bir mesaj taşıyor.

Kadının Tarihteki Yeri: Şerbanu Beysenova’nın Edebiyatı

Avrasya Milli Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hayrunnisa Topçu, eserin her iki öyküsünün de kadınların tarihteki ve toplum içindeki yerini vurguladığını ifade etti. “Mücadeleci, güçlü, zeki ve onurlu iki kadının hikayesi anlatılıyor. Metinlerin akıcı üslupları, kadınların güçlenmesini simgeliyor.” dedi.

Kazak Kadınlarının Edebiyat Dünyasındaki Gücü

Şerbanu Beysenova’nın “Süzge Hanım ve Bozok Güzeli” eseri, sadece edebi bir başarı değil, aynı zamanda Kazak kadınlarının tarih boyunca yaşadıkları zorluklara karşı gösterdikleri direnç ve özgürlük arayışının bir yansımasıdır. Eserin Türkçeye çevrilmesi, Türk ve Kazak halkları arasındaki kültürel köprüleri güçlendiren önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

 

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.