Doğu Anglia Üniversitesi (UEA) bilim insanları, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) kullanarak kalbin “fonksiyonel yaşını” belirlemek için yenilikçi bir teknik geliştirdi. Bu yöntem, sağlıksız yaşam tarzının kalbin yaşlanma sürecini nasıl etkilediğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yeni Teknoloji: MRI ile Kalbin Fonksiyonel Yaşını Belirlemek
UEA’nın Norwich Tıp Fakültesi’nden Kardiyolog Pankaj Garg liderliğindeki araştırma ekibi, “Yaşlanmanın Kardiyak MRI Belirteçleri: Çok Merkezli, Kesitsel Kohort Çalışması” başlıklı çalışmada, MRI kullanarak kalbin fonksiyonel yaşını tespit etmeyi başardı. Bu yeni teknik, yalnızca kronolojik yaşa bakılmaksızın, kalbin biyolojik ve fonksiyonel göstergelerine dayalı bir değerlendirme sunuyor. Çalışma, European Heart Journal Open dergisinde yayımlanmak üzere kabul edildi.
Araştırmanın Katılımcıları ve Yöntemler
Araştırmaya, yüksek tansiyon, diyabet ve obezite gibi sağlık sorunları olan 366 kişi ile kalp damar hastalığı bulunmayan 191 sağlıklı birey katıldı. MRI verileri kullanılarak kalp odacıklarının büyüklüğü, hacmi ve fonksiyonel performansı gibi parametreler incelendi. Bu veriler, fonksiyonel yaş hesaplama modeli için kullanıldı.
Sonuçlar ve Etkiler
Araştırmanın bulguları, sağlıklı bireylerde kalbin fonksiyonel yaşının genellikle kronolojik yaşla uyumlu olduğunu gösterdi. Ancak, kronik hastalıkları olan bireylerde kalbin fonksiyonel yaşı, kronolojik yaştan birkaç yıl daha ileri olabiliyor. Örneğin, 50 yaşındaki bir hipertansiyon hastasının kalbi, 55 yaşındaki birinin kalbi gibi çalışabilir.
Bu teknoloji, kalp hastalıklarının erken teşhisinde önemli bir rol oynayabilir. Sağlık profesyonelleri, bu yeni yaklaşım sayesinde hastalığın belirtileri ortaya çıkmadan önce müdahale edebilirler. UEA’da doktora öğrencisi ve çalışmanın baş yazarlarından biri olan Hosam Assadi, MRI’ın bu şekilde kullanımının yaşam tarzı değişikliklerini motive edici olabileceğini belirtti.
Araştırma ve Katılımcı Kurumlar
Bu araştırma, UEA, Norfolk ve Norwich Üniversitesi Hastaneleri NHS Vakfı Güveni, Singapur Ulusal Kalp Araştırma Enstitüsü ve Sheffield Üniversitesi gibi bir dizi uluslararası kurumun işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışma, kardiyoloji alanındaki erken teşhis ve tedavi yaklaşımlarına önemli katkılar sağlayacak gibi görünüyor.