İnsan Beyninde Mikroplastik Birikimi 8 Yılda Yüzde 50 Arttı

Son yıllarda çevresel kirleticilerin insan sağlığı üzerindeki etkileri artan bir endişe konusu haline geldi. ABD’deki New Mexico Üniversitesi’nden yapılan bir araştırma, insan beyninde biriken mikroplastik ve nanoplastik (MNP) bileşenlerinin miktarının, 8 yıl öncesine kıyasla %50 oranında arttığını ortaya koydu.

Mikroplastik Bileşenlerdeki Artışın Boyutu: Beyin En Yüksek Seviyede

Araştırmacılar, 2016-2024 yılları arasında, karaciğer, böbrek ve beyin örneklerindeki MNP oranlarını inceledi. Bu inceleme sonucunda, beyin örneklerinde en büyük artışın gözlemlendiği kaydedildi. Plastik kullanımındaki artışın, insan beynindeki mikroplastik birikim miktarını %50 oranında artırdığı belirtildi.

Karaciğer ve böbrekteki MNP miktarlarının benzer oranlarda olduğunu ancak beyin dokusundaki birikimin 7 ila 30 kat daha fazla olduğunu ifade ettiler. Beyindeki plastiklerin mikroskobik boyutlarda cam kırıkları gibi göründüğü ifade edilen araştırma, plastiklerin insan vücudundaki yolculuğunun ciddiyetini gözler önüne serdi.

Demans Hastalarında MNP Birikimi Daha Fazla: 3-5 Kat Arası Artış

Araştırma ekibi, demans (bunama) hastalığı teşhisi konmuş 12 beyin örneğini incelediğinde, sağlıklı bireylere kıyasla bu beyinlerde 3 ila 5 kat daha fazla MNP birikimi gözlemledi. Bu bulgu, beyin sağlığı ile mikroplastiklerin etkileri arasındaki bağlantıya dair önemli ipuçları sunuyor.

Mikroplastikler ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri Hakkında Sorular

Ancak, araştırmacılar MNP’lerin nörolojik bozukluklar üzerindeki potansiyel etkisini tam olarak anlamak için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini vurguladı. Plastiklerin beyin üzerinde nasıl bir rol oynayabileceği, nörolojik bozuklukların artan oranıyla ilişkilendirilebilir, ancak bu konuda yapılan çalışmaların kapsamı henüz sınırlı.

Araştırmanın Detayları:
Araştırma, Nature Dergisi‘nde yayımlandı. Plastik kirleticilerin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dair endişeler artarken, bu araştırma, beynin bu kirleticilere karşı hassasiyetini ve gelecekteki araştırmaların önemini bir kez daha ortaya koyuyor.