Güney Kore’de, 1960’lar ile 1980’ler arasında, devletin finanse ettiği tesislerde tutulan binlerce kadının doğum yaptıktan sonra çocuklarını Batılı ülkelere evlatlık vermeleri için baskı gördüklerine dair yeni kanıtlar ortaya çıktı. Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun yayımladığı rapor, Güney Kore’deki bu dönemde yaşanan insan hakları ihlallerine ışık tutuyor.
Komisyonun raporuna göre, Busan’daki “Brothers Home” toplama kampında 657 ölüm, binlerce kişiye yönelik taciz, tecavüz ve işkenceler tespit edildi. Bu korkunç olayların benzerleri, başkent Seul, Daegu, Cheonseongwon ve Seonghyewon şehirlerindeki dört toplama kampında da yaşandı. Bu kamplarda, devlet yetkilileri tarafından yasal süreç olmaksızın toplanan kişiler, uzun süre keyfi alıkonuldu ve ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakıldı.
1985-1986 yıllarında, Daegu ve Cheonseongwon’daki tesislerde tutuklulardan alınan 20 bebeğin zorla evlatlık verildiği belirtildi. Bu bebeklerin, ABD, Danimarka, Norveç ve Avustralya’daki ailelere gönderildiği ortaya çıktı. Rapor, bu evlatlık verme işlemlerinin, çocukların doğum günlerinde veya hemen sonrasında gerçekleştirildiğini ve bu durumun, evlatlık verme işlemlerinin doğumdan önce planlandığını gösterdiğini vurguladı.
Raporda, Cheonseongwon’daki tutuklulara ait yaklaşık 120 cesedin 1982-1992 yılları arasında anatomi pratiği için yerel tıp fakültesine verildiği bilgisi de yer aldı. Cesetlerin çoğu, ölümlerinin hemen ardından okula nakledildi ve yakınlarına teslim edilmek için hiçbir çaba gösterilmedi.
Dünyadaki en büyük evlatlık diasporasının, 60 yıl boyunca Batı’ya evlatlık verilen yaklaşık 200 bin Güney Koreli çocuk tarafından oluşturulduğu düşünülüyor. Güney Kore’de, askeri yönetimlerin artan nüfusla başa çıkma ve ekonomi politikaları çerçevesinde yurt dışına evlatlık verme işlemlerini kolaylaştırdığı biliniyor. Bu süreçte, velayetlerini üstlenecek akrabaları olmasına rağmen kimsesiz olarak kaydedilen birçok çocuk, yurt dışına evlatlık verilmiş ve biyolojik ailelerine ulaşmakta zorlanıyor.