Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’deki sezaryen oranlarının Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği makul sınırları aştığına dikkat çekerek, “Bütün anne adaylarımızı fıtratlarındaki bu mucizeyi, başka tecrübe ile edinilmeyecek bu eşsiz bilgeliği kucaklamaya davet ediyorum” dedi.
Emine Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Doğal Olan Normal Doğum” temasıyla gerçekleştirilen Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada, eylem planı tanıtım toplantısına katılmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Emine Erdoğan, doğum tecrübesinin, anne ve bebek arasında hayat boyu sürecek özel bir bağ kurulduğunu belirtti.
Emine Erdoğan, doğum anında yaşananların hem annenin hem de bebeğin üzerinde derin izler bıraktığını belirterek, “Bir bebekle birlikte, sevginin, gücün, güvenin hayat bulduğu doğum esnasında yaşananlar, annenin ve bebeğin üzerinde bir ömür etkisi kalacak derin izler bırakır” ifadelerini kullandı. Doğal doğum sürecinin, hormonların sağlıklı bir şekilde salgılanmasına olanak tanıdığını ve annenin hızlı bir şekilde toparlanarak bebeğini kucağına alabileceğini vurguladı.
Vurgulamak gerekirse, doğal doğum, annenin ve bebeğin arasında güçlü bir güven ve sevgi bağı kurmanın temellerini atmaktadır.
Emine Erdoğan, normal doğumun birçok faydasına rağmen, tıbbi gereklilik dışında sezaryen oranlarının yüksek olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Normal doğumun bütün bu faydalarına rağmen ne yazık ki günümüz dünyasında kadınlar bu eşsiz tecrübeyi olması gereken doğal haliyle yaşayamıyor. Bugün Türkiye’de dünyaya gelen iki çocuktan biri sezaryenle doğuyor.”
Sezaryenin anne ve bebek üzerindeki olumsuz etkilerini de aktaran Erdoğan, “Sezaryenle doğan bebeklerde astım, obezite gibi kronik hastalıklara yatkınlık görülmektedir. Doğum esnasında edineceği faydalı bakterilerden mahrum kalan bebeğin bağışıklık sistemi yeterince gelişemiyor” dedi. Ayrıca, hormonal dengesi bozulan anne adaylarının daha zorlu bir doğum süreci geçirdiğini belirtti.
Doğumun kendi içgüdüsel doğasıyla yürütülmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, “Her doğum kendine hastır, eşsizdir ve özeldir” dedi.
Emine Erdoğan, anne adayının ihtiyaç duyduğu ortamın hazırlanmasının önemine dikkat çekerek, “Bu uygun ortam hareket özgürlüğünün bulunması, ihtiyacı olan zamana ve mahremiyete duyarlı davranılması anlamına gelir” şeklinde konuştu. Ayrıca, ebelerin rehberliğinin yanı sıra hekim ve hemşire iş birliğinin de önemli olduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, doğal doğumun desteklenmesi gerektiğini belirterek, “Nefes egzersizleri, akupunktur, hidroterapi gibi doğal doğumu kolaylaştıran etkili yöntemler bilinmelidir” dedi. Ayrıca, “İlk Adım Ebe Gebe Okulu Projesi” ile sezaryen oranlarının düşürüldüğünü vurguladı.
Toplumun bilinçlendirilmesi konusunda medya ve akademi dünyasına büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Emine Erdoğan, “Kadınlarımızın annelik sürecinde cesaretini kıran, korku salan yayınlar yerine doğal doğumun bilimsel faydalarını ortaya koyan teşvik edici kampanyaların medyada daha fazla yer almasını diliyorum” dedi.